Doç. Özdemir: Kılıçdaroğlu’nun kazanması imkansız değil
İZMİR – 28 Mayıs Pazar günü yapılacak ikinci tip Cumhurbaşkanlığı seçimine sayılı günler kala adaylar çalışmalarını sürdürüyor. Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs’ta yapılan ilk cinsiyet seçimlerini kazanamadı. , önde bitirmesine rağmen. Millet İttifakı Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu yarışı ikinci tipe taşıdı.
Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu elde etmesi ve birinci tipte önde bitirmesi ikinci tip için avantaj olarak görülürken, siyaset bilimci Doç. Yonca Özdemir, Kılıçdaroğlu’nun ikinci tipte kazanmasının zor ama imkansız olmadığını söylüyor. Özdemir ile 14 Mayıs seçim sonuçlarını ve 28 Mayıs 2. tip Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuştuk.
‘SONUÇLARIN ŞAŞIRTICI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’
Durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, bu sonucu bekliyor muydunuz?
Yarışın başa baş geçeceğini iddia ediyordum. İkinci cinsiyeti seçme olasılığını görebiliyordum ama ortadaki farkın çok daha az olmasını bekliyordum. Özellikle Türkiye’de hızla kötüleşen ekonomik koşullar ve deprem sırasında yaşananlar düşünüldüğünde, sonuçların şaşırtıcı olduğunu düşünüyorum.
Bu resim Erdoğan’ın seçimleri kazandığı anlamına mı geliyor? Yoksa ilk turda kazanamaması ve oylarının görece düşük olması başarısızlık olarak mı kabul edilmelidir?
Oyların yüzde 49,5’ini alan Erdoğan, 2018 seçimlerine göre yaklaşık 3 puanlık bir düşüş yaşadı ve yarışı ilk turda bitiremedi. Bence bu yarışın galibi Sinan Ogan oldu, çünkü amacına ancak o ulaştı (seçimi ikinci tura bırakıp pazarlık ederek).
Herhangi bir parti için kazandığını söylemek zor. 2018 Seçimlerine göre AK Parti yüzde 42,5’ten yüzde 35,5’e geriledi. CHP’nin oyu yüzde 22,6’dan yüzde 25,4’e çıktı ama bu hem beklenenin altında hem de AK Parti’nin hala 10 puan altında. HDP/YeşilSol’un oyları yaklaşık 3 puan düştü. TİP’in oy oranı beklentilerin altında kaldı diyebiliriz. SMOOTH Partisi geri sayım yaptı. MHP’de bir puanlık düşüş oldu ama bu partinin yeni bir şey vaat etmediği, hatta doğru düzgün bir seçim kampanyası yürütmediği düşünülürse bu bir puanlık düşüşü bir başarı olarak değerlendirmek gerekir.
Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu elde etmiş olması elbette onlar için önemli bir başarıdır. Ancak bu Türk tipi başkanlık sisteminde Meclis’in çok fazla yetki ve yetkisi yoktur. Yetki ve güç başkanın elinde toplanmıştır. Milletvekilliği seçimini Cumhur İttifakı kazandı diyebiliriz ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu şu anda net değil. Sinan Ogan ve Ümit Özdağ’ın açıklamalarının sonuçları nasıl etkileyeceği belli değil.
‘CHP KENDİ VERİ SİSTEMİNİ ÇALIŞTIRAMIYOR’
Hatta 14 Mayıs seçimlerinin favorisi Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Seçim öncesi anketler ve değerlendirmeler Kılıçdaroğlu’nu işaret etti. Ne oldu da beklenen sonuç alınamadı? Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu açısından değerlendirdiğimizde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Evet, anketlerde gösterge Millet İttifakı’ndan yanaydı. Anketlerin yanlış mı yoksa başka bir şey mi olduğundan hala emin değiliz. Seçim akşamı tutanaklardan bilgi girişiyle ilgili CHP cephesinde neler olduğu belli değil. Oyların bir kısmının kaydırılmış olabileceği şüphesi var. Bunun için yeterli kanıt olup olmadığı açık değildir. Seçmen sayısındaki olağandışı artışlarla ilgili yeni tartışmalar da var. Bu yüzden anket sonuçları ile YSK’nın açıkladığı sonuçlar arasındaki fark konusunda birden fazla kişi gibi benim de soru işaretlerim var.
CHP’nin seçim gecesi kendi bilgi sistemini işletemeyeceği açıktır. Oylarını savunmak, verilere erişmek ve sahiplenmek konusunda seçmeni tatmin edemedi. Bu açıdan oldukça başarısız olduğunu söyleyebilirim. Ancak şu anda herkes ikinci tipe odaklanmış durumda ama sanırım tüm bunlar ikinci tipten sonra tartışılacak. Şimdi en kıymetlisi 28 Mayıs’ta sandıkları hakkıyla korumak, oyları çaldırmamak, gerçek bilgi akışını sağlamak ve rastgele hilelere izin vermemek.
14 Mayıs seçimlerinde diğer cumhurbaşkanı adayları Sinan Ogan ve Muharrem İnce’nin oynadığı rolü nasıl değerlendiriyorsunuz? Ogan ikinci varyantta Erdoğan’ı işaret ederken, Çet İttifakı bileşeni Zafer Partisi ve Adalet Partisi Kılıçdaroğlu’nu işaret etti. Bu seçmenler için ne anlama geliyor?
Muharrem İnce’nin CHP’nin eski cumhurbaşkanı adayı olduğu düşünüldüğünde dış seçimler bittiğinde bu yarışa girip son anda bu yarıştan çekilmesi büyük bir talihsizliktir. O ve Sinan Ogan bilerek bu yarışı ikinci tipe bırakmayı hedeflediler. Sinan Ogan’ın açıklaması da geleneksel olarak demokrasi yanlısı seçmenleri hayal kırıklığına uğrattı. Fikrimi sorarsanız çok şaşırmam. Aşırı sağı temsil eden bir siyasetçinin Cumhur İttifakı’nı tercih etmesi beklenir diye düşünüyorum.
Bence seçmen artık bu politikacıların samimiyetinden önemli ölçüde şüphe duyuyor. Ayrıca bu parti ve şahısların çok geniş bir siyasi kitlesi yoktur. Aldıkları tepki oylarıdır. Dolayısıyla seçmenlerin bu kişilerin beyanlarına göre hareket etmesi beklenmemelidir. Şimdi yaptıkları kafa karıştırıyor. Bu durumda kendilerine oy veren seçmenler sandık başına gitmemeyi tercih edebilirler.
“HER ŞEYİN KÖTÜ OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜNDÜR”
28 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci ırk seçmeleri için değerlendirmeniz nedir? Kılıçdaroğlu kazanabilecek mi? Erdoğan kazanırsa nasıl bir Türkiye’ye uyanacağız?
Kılıçdaroğlu’nun ikinci varyantı kazanması zor ama imkansız değil. Öncelikle CHP’nin birinci nesilden farklı olarak sandıkları, tutanakları ve bilgileri çok etkin bir şekilde koruması gerekiyor. Bu çok açık. Bunun dışında daha önce sandığa gitmemiş muhalefet seçmeni varsa mutlaka sandığa gitmelidir. Daha önce Kılıçdaroğlu’na oy verenler yorulmadan yeniden sandığa gitmeli. Sinan Ogan’a oy veren seçmenler bir karar vermek zorunda: Bu hükümeti mi destekleyecekler yoksa değişim mi isteyecekler? Herşey mümkün. Ancak Erdoğan yeniden seçilirse, değişim isteyenlerin tamamen çaresiz kaldığı bir Türkiye’ye uyanacağız. Her şeyin eskisi gibi devam edeceğini söylemek isterdim ama maalesef durum daha da kötü. Öncelikle büyük bir ekonomik kriz kapıda. Hem ekonomi hem de demokrasi açısından her şeyin daha da kötüye gideceğini söylemek mümkün.
Kıbrıs’ta yaşayan bir akademisyen olarak KKTC’de Türkiye seçimlerine nasıl bakıyorsunuz? Oy tercihleri ve seçmen beklentileri açısından değerlendirebilir misiniz?
Şu anda Türkiye’nin Kıbrıs’taki seçimleri hız kesmeden devam ediyor. Yabancı seçmen büyüklüğü bakımından KKTC, yaklaşık 140 bin seçmenle Almanya, Hollanda ve Fransa’nın ardından dördüncü sırada yer alıyor. Seçime ilgi çok yüksek, birinci tipte katılım yüzde 59 oldu. Bu önceki seçimlere göre yüksek bir oran. Bu şaşırtıcı olmamalıdır. Türkiye seçimlerinden muhtemelen en çok etkilenecek yer Kuzey Kıbrıs olacaktır. Bu seçimler Kuzey Kıbrıs’ta hem kullanılan para biriminin Türk Lirası olması hem de son yıllarda artan Türk müdahaleleri nedeniyle çok önemlidir. Özellikle son yıllarda Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ın iç işlerine artan oranda karışması nedeniyle bu müdahaleler sonucunda demokrasi, hak ve özgürlükler önemli ölçüde gerilemeye başlamış ve buna ek olarak birçok Kıbrıslı Türk’ün kültürel toplumun kültürünü değiştirmeye çalışır. siyasi anlamda yok olmaktan korktuğunu ve bu nedenle Türkiye’de değişim görmek istediğini söylemek mümkün.